Çoğunlukla ipek ve baharat olmak üzere porselen, kağıt ve değerli taşların doğudan kervanlarla ya da gemilerle batıya taşınması sonucu İpek ve Baharat yolları ortaya çıkmıştır. Bu yollar kıtalararası kültür alışverişine de imkan sağlamıştır.
Orta Çağ’da ticaret kervanları şimdiki Çin’in Xian (Yan) kentinden hareket ederek Orta Asya’da Özbekistan’ın Kaşgar kentine gelirlerdi. Burada ikiye ayrılan yollardan birincisi Afganistan ve Hazar Denizi’nin güneyinden, diğeri ise Karakum Dağları’nı aşarak İran üzerinden Anadolu’ya ulaşırdı. Anadolu’dan deniz yoluyla veya Trakya üzerinden Avrupa’ya ulaşırdı.
Asya ile Avrupa arasında önemli ticaret yollarından biri de baharat yoludur. İlk zamanlar ipek yoluyla taşınan malzemeler Moğol İmparatorluğu’nun dağılmasıyla tehlikeli bir konuma düştü. Bunun üzerine Arap ve Hintli tüccarlar baharatı denizyoluyla Kızıldeniz ve Basra Körfezi’ndeki limanlara taşıdılar. Baharat karadan Suriye ve Mısır’ın Akdeniz’deki limanlarına buradan da Avrupa’ya gönderiliyordu.
Avrupalıların 15. yüzyılın sonlarından başlayıp 16. yüzyılın sonlarına kadar devam eden Dünya’yı keşfetme ve yeni yerler bulma girişimlerine coğrafi keşifler denir.
Coğrafi keşiflerin gerçekleşmesinde;
etkili olmuştur.
Coğrafi keşifleri ilk olarak İspanya ve Portekizliler başlattı.
1487 yılında Ümit Burnu’na ulaştı.
1497 yılında Ümit Burnu’ndan dolaşarak Hindistan’a ulaştı. Bunun sonucunda Avrupalılar Hindistan’a alternatif bir yoldan ulaşmış oldu. İpek ve Baharat yollan ile Akdeniz’in önemi azaldı.
1492 yılında sürekli olarak batıya gittiğinde Çin ve Hindistan’a ulaşabileceğini düşünürken farkına varmadan Amerika Kıtası’na ulaştı.
1507 yılında Amerika’nın yeni bir kıta olduğunu açıkladı. 1519 yılında ise Macellan ve Del Kano daima batıya giderek Dünya’nın yuvarlak olduğunu ispat ettiler. Macellan Filipinler’de ölmüş Del Kano yolculuğu tamamlamıştır.
Genel anlamı ile ulaşım; insanın ve onun ürettiği mal ve hizmetlerin bir yerden başka bir yere taşınmasını kapsamaktadır.
1800’lü yıllardan sonra Avrupa’da sanayi devriminin başlamasıyla birlikte buhar gücüyle çalışan gemi ve trenlerin devreye girmesi ulaşım ve ulaşım ağında büyük ilerlemeler sağlanmıştır. II. Dünya Savaşı sonrasında ulaşım çok hızlı bir şekilde gelişme göstermiş, özellikle sanayileşmiş ülkeler demiryolu, karayolu, denizyolu ve havayolu ulaşımında büyük ilerlemeler katetmiştir.
Günümüzde ticaretin yaklaşık dörtte üçü deniz yoluyla yapılmaktadır. Bunun en önemli nedeni deniz- yoluyla yapılan taşımacılığın kara ve demiryoluna göre daha ucuz olmasıdır. Denizyolunu diğer ulaşım yollarına göre ucuz kılan özelliklerden bazıları;
Dünya üzerinde öncelikle kıtalar arasında taşınan çeşitli madenler, hububat, çeşitli eşya, makine, petrol ve doğalgaz gibi birçok ürünün büyük çoğunluğu denizyoluyla taşınmaktadır.
Dünya’da denizyolu trafiğinin belli alanlarda veya güzergahlarda yoğunlaştığı görülmektedir. Belli başlı deniz ulaşım yolları şunlardır;
Batı Avrupa limanları ile Kuzey Amerika’nın doğusundaki limanlar arasında olan bu yol Dünya’nın denizyolu trafiğinin en yoğun olduğu yoldur. Denizyolu trafiğinin yoğun olmasında her iki kıtanın dünyanın en önemli tarım, sanayi, ticaret ve bunlara bağlı faaliyetlerin gelişmiş olduğu yerler olması etkili olmuştur.
Batı Avrupa’dan başlayıp Akdeniz, Süveyş Kanalı ve Kızıldenizi izleyerek Hint Okyanusuna, oradan da Doğu Afrika, Güney Asya, Avustralya ve Yeni Zellanda’ya kadar uzanan yoldur. Bu yolun esas kilit noktası 1869’da ulaşıma açılan Süveyş Kanalı’dır. Bu yolun en önemli özelliği Orta Doğu petrollerini Dünyanın her tarafına ulaştırmasıdır.
Batı Avrupa’yı Afrika’nın güneyinden Hint Okyanusuna ve çevre limanlara bağlayan yoldur. Süveyş Kanalı’nın açılmasıyla önemini kaybetmiştir.
Orta uzunlukta bir mesafe için düşük maliyette yolcu ve yük taşımada demiryolları ideal bir ulaşım sistemidir. Karayoluna göre çok daha ekonomik olan demiryolu denizyoluyla karşılaştırıldığında ise daha az yük ve yolcu taşıyabildiği için denizyollarına göre daha pahalıdır.
Gelişmiş ülkelerde hızlı trenler sayesinde demiryolu ulaşımının önemi artmıştır. Dünyada demiryollarının dağılışına bakıldığında başta Avrupa ve Kuzey Amerika olmak üzere gelişmiş ülkelerde yoğunlaştığı görülmektedir.
Karayolları Dünya’nın en eski ulaşım sistemidir. Karayollarının uzunluğu ve kalitesi bir ülkenin gelişmişliği hakkında bilgi vermektedir. Karayolları deniz ve demiryollarına oranla daha pahalıdır. Günümüzde çok fazla şeridi olan, oldukça geniş ve yoğun trafiğiyle göze çarpan otoyollar başta ABD olmak üzere Avrupa, Japonya, Çin, Hindistan’da yoğunluk kazanmıştır.
Dünya’da havayolu ulaşımı diğer ulaşım sektörlerine göre daha geç başlamış ancak son derece hızlı bir gelişme göstermiştir. 1945’te dünya nüfusunun % 0,5 ten daha azı hava yoluyla taşınırken bu gün bu rakam % 25 den fazladır.
Havayollarının gelişmesinde rol oynayan en önemli faktörler;
ABD Dünya’da havayolu ulaşımının en yaygın ve en gelişmiş olduğu ülkedir. Avrupa kıtası, Japonya, Güney Kore, Singapur, Hong Kong hava ulaşımının yoğun olduğu diğer alanlardandır.